Bulutlar ciğerlerini sökmüşçesine döküyorlardı yağmurları. Uzun zamandır böylesi sağanak görmemiş, bu şaşkınlığı onu camın önüne yapıştırmış ve neredeyse bir çocuğun ilk kez görüp de beğendiği bir oyuncağa bakarken yaptığı gibi ağzı açık kalmıştı. İçinde karmaşık duygular ordan oraya zıplıyordu. Ne yapacağını kestiremediğinin farkındaydı ancak yağmurun verdiği şaşkınlık bu farkındalığını bastırıyordu.
Karanlık bastığında yorulmuş olduğunu anladı. Tüm bu koşuşturma kesik kesik sızlar bırakmıştı artlarından. Bunları hafif hafif duruyor, pek de şikayet etmiyordu. Çünkü biliyordu ki bu dünya daha nice acıları barındırıyordu ceketinin ceplerinde. Birkaç acı yaşamış biri olarak uzunca zamandır bu vücut tepkilerini görmezden gelmeye alışmıştı, onların önceki hayatındaki acılarla kıyaslamıyordu bile. Bir bakıma bu kıyaslamama durumu, 'önceki' dediği her şeyi unutmak istemekten ileri geliyordu. Güneş doğarken gece nasıl akıp gidiyorsa bu acılar da akıp girmişti. Çoğu yapışkandı, inatçı ve çıkmaz lekelerdi. Didinmişti onları çıkarmak için. Hatta tırnaklarıyla kazınmıştı biraz olsun hayatında ışık tutabilmek için. Sanıyordu ki başarmıştı da. Ancak ne zaman yağmur yağsa hele böylesi göğün sel olduğu zamanlar, hep böyle mahzun ve dalgın kalakalırdı o camın önünde. Sanki seyir vardı camda görünenin ötesinde. Yağmurun perdesindeki şekiller onu, hatırlamak istemeye istemeye hatırlamadığı zamanlara götürür, bir süre o zaman kutusunun içine tıkar, çıkmasına izin vermez ancak nihayet yağmurun zayıflamasıyla o şekillerin de gücü tükenir ve kendini sokağa zor atardı.
Bazen böylesi dalgın olduğu zamanlar yazardı birkaç kalem ne gelirse aklına. Kaldı ki aklına gelenler de dalgın şeylerdi: oltasını denizde unutmuş bir adam, yaprağı kışın ortasında bile dalında duran bir ağaç, ölürken gözlerini kapamayan bir beden.. Karanlıktı içi biliyordu. Ancak ne denerse denesin bu karanlığı içinden çıkaramıyor ya da yazmaktan kendini almıyordu. Ve bir kusuru da hep geçmiş zaman kipiyle yazıyordu. Bunun açıklaması da basit, çünkü o hep geçmişte yaşıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder