18 Ekim 2021 Pazartesi

 Gülüşlerini görünce gülüşlerim geliyor aklıma

Dudaklarının göğ kadar, afak kadar sonsuz uzayışı

'uzayışmak' 

yani sonsuz olup her yere bulaşmak biraz 

Biraz kendinden parçalar bırakmak ve biraz o olmak 

Yüzündeki bu sonsuz ince çizgide ırmaklar çağlıyor

Bir damla su oluyorum 

Elimden tutup çekiyor, çıkarıyorsun beni kendine

Yıllar geçiyor yağmur damlaları kadar

Ansızın büyüyüyorum ellerindeyken ellerim

Gülüşlerim gülüşlerine bulanıyor

Her yerime bulaşıyor ellerin

Aklıma gelen, başıma geliyor

İnce, sonsuz çizgilerde yuva kuruyorum

 hiç 

aynı sayfada değiliz senle

olamadık 

olamayacağız da

gün gelir diye ne çok umudu taşıdık, yığdık

bir güneşi devirip şu sayfalara

aklı kenara bırakıp 

sayfa sayfa olurken hayatlarımız

umut dedik, unutmayı denedik 

denemenin yanılgılarını da denedik bilmeden

'tekrarlarını tekrarı' olduk bir süre sonra

güneş soğudu ve karanlık sırtını döndü ay

biz umutları yığdık sayfalara

aynı sayfada buluşmanın umutlarını

bir gün

dedik 

bir gün nihayet gerçek olacak 

eşkâlimiz aynı sayfada bir olup da 'bir' yer kaplayacak

olmadı 

hiç 

aynı sayfada değiliz senle

bir iz olmak istediğimiz sayfalarda

şimdi

umutlarımız kararmakta

11 Ekim 2021 Pazartesi

Hava soğuk

sen de küçük olmalısın

Omuzlarındaki kar tanesi değil, katar katar yük

Kulakların çınlıyor şimdi:

sakın başını eğme!

Oysa yıllardır bükük

kamburadurmuş sırtında birkaç damla ter

Hava soğuk

Ağlayacağın kuytu köşeler gözünün önünden geçiyor

yaşamak istediğin hayatı, bu sabah -yine- bir çanak çorba ve iki dilim ekmeğin borcunu verirken bıraktın

hava soğuk, sen de küçük olmalısın

Bakışından belli

elinin titreyişinden

elinin daha bu yaşta

tipi görmüş körpe fidan gibi titreyişinden

Şimdi kan, yine tere batacak

En acı yerinden -o körpe düşlerin- gece boyu kanayacak

Sabah olup uykuyu güne devirdiğinde

ılık ılık akacak içine 

ve ömür boyu

-o körpe düşlerin- 

tam da kuruduğu yerinden

ömür boyu kanayacak.